بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

۞ إِنَّآ أَوۡحَيۡنَآ إِلَيۡكَ كَمَآ أَوۡحَيۡنَآ إِلَىٰ نُوحٖ وَٱلنَّبِيِّـۧنَ مِنۢ بَعۡدِهِۦۚ وَأَوۡحَيۡنَآ إِلَىٰٓ إِبۡرَٰهِيمَ وَإِسۡمَٰعِيلَ وَإِسۡحَٰقَ وَيَعۡقُوبَ وَٱلۡأَسۡبَاطِ وَعِيسَىٰ وَأَيُّوبَ وَيُونُسَ وَهَٰرُونَ وَسُلَيۡمَٰنَۚ وَءَاتَيۡنَا دَاوُۥدَ زَبُورٗا ١٦٣

Filhakika biz sana (ya Muhammed) öyle vahiy indirdik ki Nuha ve ondan sonra gelen bütün peygambere vahy ettiğimiz gibi: hem İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Ya'kub’a, Esbat’a, İsâ’ya, Eyyub’a, Yunüs’e, Harun’a. Süleyman’a vahy ettiğimiz hem Dâvûda Zeburu verdiğimiz gibi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَرُسُلٗا قَدۡ قَصَصۡنَٰهُمۡ عَلَيۡكَ مِن قَبۡلُ وَرُسُلٗا لَّمۡ نَقۡصُصۡهُمۡ عَلَيۡكَۚ وَكَلَّمَ ٱللَّهُ مُوسَىٰ تَكۡلِيمٗا ١٦٤

Hem gerek sana evvelce naklettiğimiz Resulleri, ve gerek nakletmediğimiz Resulleri gönderdiğimiz gibi, hem de Allah’ın Musâ’ya kelâm söylemesi gibi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

رُّسُلٗا مُّبَشِّرِينَ وَمُنذِرِينَ لِئَلَّا يَكُونَ لِلنَّاسِ عَلَى ٱللَّهِ حُجَّةُۢ بَعۡدَ ٱلرُّسُلِۚ وَكَانَ ٱللَّهُ عَزِيزًا حَكِيمٗا ١٦٥

Hep rahmet müjdecileri azab habercileri olarak gönderilmiş peygamberler ki artık insanlar için Allah’a karşı peygamberden sonra bir i'tizar behanesi olamasın, Allah Aziz, Hakim bulunuyor.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَّٰكِنِ ٱللَّهُ يَشۡهَدُ بِمَآ أَنزَلَ إِلَيۡكَۖ أَنزَلَهُۥ بِعِلۡمِهِۦۖ وَٱلۡمَلَٰٓئِكَةُ يَشۡهَدُونَۚ وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ شَهِيدًا ١٦٦

Lâkin Allah bilhassa sana indirdiğiyle şehadet ediyor ki onu kendi ilmi sübhanîsiyle indirdi, melekler de şehadet ediyorlar, maa hazâ Allah’ın şâhid olması kâfidir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَصَدُّواْ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ قَدۡ ضَلُّواْ ضَلَٰلَۢا بَعِيدًا ١٦٧

Şüphesiz ki küfredip Allah yolundan menedenler haktan sapdılar uzak sapdılar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَظَلَمُواْ لَمۡ يَكُنِ ٱللَّهُ لِيَغۡفِرَ لَهُمۡ وَلَا لِيَهۡدِيَهُمۡ طَرِيقًا ١٦٨

Şüphesiz küfredip haksızlık edenleri Allah mağfiret edecek değil, cehennem yolundan başka bir yola çıkaracakda değil, onlar ebediyyen onda muhalled, bu da Allah’a nazaran kolay bulunuyor.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِلَّا طَرِيقَ جَهَنَّمَ خَٰلِدِينَ فِيهَآ أَبَدٗاۚ وَكَانَ ذَٰلِكَ عَلَى ٱللَّهِ يَسِيرٗا ١٦٩

Ey insanlar! hakikat size Rabbiniz’den hakk ile Resul geldi, hakkınızda hayr olmak için hemen ona iman edin ve eğer küfr edecek.

– Elmalılı Hamdi Yazır

يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ قَدۡ جَآءَكُمُ ٱلرَّسُولُ بِٱلۡحَقِّ مِن رَّبِّكُمۡ فَـَٔامِنُواْ خَيۡرٗا لَّكُمۡۚ وَإِن تَكۡفُرُواْ فَإِنَّ لِلَّهِ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ وَكَانَ ٱللَّهُ عَلِيمًا حَكِيمٗا ١٧٠

Olursanız şüphe yok ki Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ın ve Allah Alim, Hakim bulunuyor.

– Elmalılı Hamdi Yazır

يَٰٓأَهۡلَ ٱلۡكِتَٰبِ لَا تَغۡلُواْ فِي دِينِكُمۡ وَلَا تَقُولُواْ عَلَى ٱللَّهِ إِلَّا ٱلۡحَقَّۚ إِنَّمَا ٱلۡمَسِيحُ عِيسَى ٱبۡنُ مَرۡيَمَ رَسُولُ ٱللَّهِ وَكَلِمَتُهُۥٓ أَلۡقَىٰهَآ إِلَىٰ مَرۡيَمَ وَرُوحٞ مِّنۡهُۖ فَـَٔامِنُواْ بِٱللَّهِ وَرُسُلِهِۦۖ وَلَا تَقُولُواْ ثَلَٰثَةٌۚ ٱنتَهُواْ خَيۡرٗا لَّكُمۡۚ إِنَّمَا ٱللَّهُ إِلَٰهٞ وَٰحِدٞۖ سُبۡحَٰنَهُۥٓ أَن يَكُونَ لَهُۥ وَلَدٞۘ لَّهُۥ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِۗ وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ وَكِيلٗا ١٧١

Ey Ehl-i Kitâb! dininizde gulüvvetmeyin, Allah’a karşı hakk olmıyanı söylemeyin, Mesih İsâ ibn-i Meryem sade Allah’ın Resulü ve Meryem’e ilka eylediği gelimesi ve ondan bir ruhtur, başka bir şey değil, gelin Allah’a ve Resulleri’ne iman getirin "üç" demeyin, vaz geçin hakkınızda hayırlı olur, Allah ancak bir tek ilâhtır, o sübhan bir veledi olmaktan münezzehtir, Göklerde ve yerde ne varsa onun vekil de Allah yeter.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَّن يَسۡتَنكِفَ ٱلۡمَسِيحُ أَن يَكُونَ عَبۡدٗا لِّلَّهِ وَلَا ٱلۡمَلَٰٓئِكَةُ ٱلۡمُقَرَّبُونَۚ وَمَن يَسۡتَنكِفۡ عَنۡ عِبَادَتِهِۦ وَيَسۡتَكۡبِرۡ فَسَيَحۡشُرُهُمۡ إِلَيۡهِ جَمِيعٗا ١٧٢

Hiç bir zaman Mesih de Allah’ın bir kulu olmaktan çekinmez, melâike-i mukarrebîn de, ve her kim ona ibadetten çekinir ve kibirlenirse bilsin ki O yarın hepsini toplayıp huzuruna haşredecek.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَأَمَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ فَيُوَفِّيهِمۡ أُجُورَهُمۡ وَيَزِيدُهُم مِّن فَضۡلِهِۦۖ وَأَمَّا ٱلَّذِينَ ٱسۡتَنكَفُواْ وَٱسۡتَكۡبَرُواْ فَيُعَذِّبُهُمۡ عَذَابًا أَلِيمٗا وَلَا يَجِدُونَ لَهُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ وَلِيّٗا وَلَا نَصِيرٗا ١٧٣

İşte o zaman o iman edip salâh işlemiş olanlara ecirlerini tamamile ödeyecek, hem de fazlından onlara ziyadesini verecek, amma, o kibirlerine yediremeyip çekinenleri elîm bir azab ile tazib edecek, ve Allah’a karşı kendilerine ne bir hâmi, ne de bir yardımcı bulamıyacaklar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu